KeDiLeR FaN cLuB
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kedilerin olgunluk Yaşı ve Kısırlaştırılması

Aşağa gitmek

Kedilerin olgunluk Yaşı ve Kısırlaştırılması Empty Kedilerin olgunluk Yaşı ve Kısırlaştırılması

Mesaj tarafından AngeL Paz Mart 30, 2008 1:27 pm

Kedilerin olgunluk Yaşı ve Kısırlaştırılması

Dişi ve erkek yavru kedilerin, cinsel olgunluğa ulaşma yaşları farklıdır. Cinsel olgunluk dönemi üzerine cinsiyet dışında; kilo, beslenme, mevsimler, tüy yapısı gibi faktörler de etkilidir. Örneğin her ikisi de 6 aylık olmuş 2 dişi kediden iyi beslenmiş, yavruluk döneminde ciddi bir hastalık süreci geçirmemiş, genellikle 2 kilo ve yukarısına ulaşmış olanı, cinsel olgunluğa daha çabuk ulaşır.

Dişi kediler ilkbahar ve sonbahar döneminde birden fazla (en az 3) kızışma periyodu yaşarlar. Eğer kedi çiftleşme mevsimini yavruluk döneminde atlatırsa, genellikle diğer mevsime kadar bekler. Bu sayede daha geç cinsel olgunluğa ulaşmış olur. Kısa tüylü kedilerin uzun tüylü kedilere göre daha erken olgunluğa ulaştığı tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar, bütün bu etkenlerin cinsel olgunluk yaşına 2 - 6 ay kadar değiştirebileceğini ortaya koymuştur. Erkek kediler, dişilere göre çok daha geç olgunluğa ulaşırlar. Genellikle 12.aydan itibaren 17.aya kadar cinsel olgunluğa gelirler.

Kedilerin cinsel olgunluk dönemine girdiğini, hareketlerindeki değişikliklerden anlamak mümkündür. Dişi kedi her zamankinden fazla miyavlamaya, mırlamaya başlar. Sahibine daha yakın, daha şefkatli, devamlı sevgi istiyormuş gibi davranır. Sırtını kamburlaştırıp, kuyruğunu havaya kaldırarak, yana doğru çeker. Bu esnada ön ayaklarıyla hamur yoğurma hareketi yapar. İdrar sayısında artış görülebilir. İştahları kesilebilir, ancak bazılarınki artar. Bu tür davranışsal değişiklikler daha önce dişi kedi sahibi olmamış insanların endişelenmesine ve hatta veteriner hekime başvurmasına bile sebep olabilir. Söz konusu devamlı, şiddetli miyavlamalardan dolayı ev halkı, hatta komşular şikayetçi olabilir. Bu hareketler 4 - 7 günlük periyotlarla ve 5 - 10 gün aralarla sezon boyunca devam eder. Genellikle her sezonda en az üç dört periyot vardır. Bazı kedilerin durmaksızın mevsimlere bağlı olmadan periyot yaşadıkları görülmüştür, ancak bu çok nadirdir. Örneğin, evlerde yaşayan ve mevsimsel ısı değişikliklerini tam olarak algılamayan kedilerde bütün kış mevsimi boyunca belli aralıklarla periyot görülebilir.

Yavru dişi kedisi olgunluğa ulaştıktan sonra, insanların karşılarına bir problem olarak çıkan durumlara değişik çözümler ararlar. Bunlardan ilki hiçbir müdahale yapmayarak dönemin geçmesini beklemektir. Bu da, kedinin her defasında fazlasıyla yıpranması, yorgun düşmesi ve sahibinin de uykusuz geceler geçirmesi demektir. İkinci çözüm ise, kızışma döneminde kanda artan hormonların ters etki yaratan hormonlar enjekte etmek ve periyodun atlatılmasını sağlamak. Ancak bu tür ilaçlar hormonal metabolizmayı etkiler ve bazı sistemlerde yan etkiler yaratabilir. Üçüncü yöntem, kızışma biter bitmez haftada bir gün hormon tabletleri verilmesi. Ancak bunun da yan etkileri vardır. Eğer dişi kedimizin çiftleştirilmesi ve yavrulatılması düşünülüyorsa, bazı gelişimlerini tamamlaması için bir yaşını geçmesi beklenmesi daha uygundur. Bu döneme kadar da gerekirse doğum kontrol yöntemleriyle ilgili veteriner hekimle görüşülebilir.

Dişi kedinin uzun yıllar boyunca doğurgan (fartil) kalarak ve çiftleşmesine izin verilmeyerek yaşaması da seçenek olarak düşünülebilir. Ancak bu seçenek yüksek ihtimalle genital organlarla ilgili kistler, iltihaplanmalar ve tümörler gibi ciddi riskler taşır. Dişi kedinin eğer çiftleşmesi, doğurması, emzirmesi; yani yavru yapması söz konusu olmayacaksa kısırlaştırılması en sağlıklı yöntemdir. Kısırlaştırılması düşünülüyorsa veteriner hekime başvurulmalı. Genel sağlık muayenesi sonucu sakınca olmadığı tespit edilirse operasyon gerçekleştirilir.

Kısırlaştırmada iki ayrı operasyon tekniği vardır. Bunlardan biri, yumurtalıkların biri veya ikisi bırakılarak, rahmin alınmasına dayanır. Bu yöntemle kedi operasyon sonrası cinsel hayatına devam eder, ancak yavrusu olmaz. Bu yönteme özellikle kedisi dışarı çıkıp gelen insanlar başvurabilir. Ancak bırakılan yumurtalıklar kistlenip, iltihaplanıp yapışmalara, ciddi genital problemlere ve genellikle hormonal kökenli deri yangınlarına sebep olabilir. Sonuç olarak tekrar bir operasyon uygulanıp bırakılan yumurtalıkların alınması ve yapışmaların temizlenmesi gerekir. Hekimler bu nedenle yarım kısırlaştırma tabir edilen yöntemi uyguluyorlar.

İkinci kısırlaştırma yöntemi yumurtalıkların ve rahmin birlikte çıkarılması esasına dayanır. Yani dişi kedi operasyon sonrası çiftleşme arzusu duymaz. Hayatına kızışma dönemleri dışındaki rutininde devam edebilir. Nadir olaylarda, operasyon sonrası kızışma belirtileri görülmüştür. Bu genellikle bir probleme işaret eder. Veteriner hekimle görüşülüp bir takım tetkikler yapılmalı ve problemin operasyonla mı, yoksa böbrek üstü bezinden hormon üretilmesiyle mi ilgili olduğu tespit edilmeli, tedavi yöntemi belirlenmeli. Kısırlaştırma operasyonu tabii ki narkoz altında uygulanır. Aynı gün kedi yarı kendinde, yorgun ve ağrılıdır. Operasyon sonrasında antibiyotik kullanımı, ağrı kontrolü, dikişlerin korunması ve alınma tarihleriyle ilgili noktalarda, veteriner hekimin öngördükleri uygulanır. 3 - 4 gün sonra eğer herhangi bir operasyon komplikasyonu yoksa, kedi aşırı hassas veya inatçı değilse, operasyon sarsıntısını atmış olur.

Kısırlaştırma sonrası ciddi psikolojik değişiklikler beklemek doğru değildir. Daha önce de belirtildiği gibi, kızışma dönemi haricinde yaşamı neyse, operasyon sonrası da aynı olur. Huyunun yumuşaması veya hırçınlaşması genellikle operasyondan farklı bir sebeple bağlantılıdır. Kısırtlaştırma sonrası metabolizmal olarak kilo artışı söz konusu olabilir. Bu problem de, veteriner hekimle beraber yeni bir gıda programı seçilmesiyle ortadan kaldırılabilir.

Erkek kedilerin cinsel olgunluğa ulaştığını, evin muhtelif yerlerinde ayakta ve kuyruğunu kaldırarak idrar bırakmasıyla ve gırtlaktan gelen uzun ve hiç alışılmamış şekilde miyavlamsıyla anlaşılabilir. Bu sayede dişi kedilere koku bırakarak, bölgesini belli eder, miyavlamasıyla da mesaj verir. Kısa bir süre sonra dinmeyen miyavlamalardan ve evi saran idrar kokusundan rahatsızlık duyulmaya başlanır. Bu durumda eğer kedi dışarıya gidip geliyorsa, zaten cinsel hayatını yaşayacaktır. Ancak dışarının taşıdığı riskler (trafik kazası, köpek saldırısı, kedi düellosu yaralanmaları, zehirlenmeler gibi) unutulmamalıdır. Kedi eğer cinsel hayatını yaşayamazsa, çiftleşme isteği şiddetli bir sıkıntı verir ve kısırlaştırma operasyonu gündeme gelir.

Genellikle ilk cinsel istek belirtileri görüldüğünde, insanlar, kedilerinin kısırlaştırılması konusunu düşünmeye başlarlar. Kısırlaştırma gündeme geldikten sonra, veteriner hekime başvurularak sağlık kontrolü yaptırılır ve buna göre de operasyon kararı verilir. Burada kedinin narkoz altında testislerinin alınması veya kordonlarının bağlanması esasına dayanan kastrasyon operasyonu gerçekleştirilir. İlk gün narkoz yorgunluğuyla ve hafif ağrılı geçer. Veteriner hekim kedi sahibini antibiyotik kullanımıyla ilgili yönlendirir. Erkek kedilerde vücut dışında dikiş olmadığından, dişi kedilerde şart olan geniş yakalık kullanılmasına gerek yoktur. Operasyon yorgunluğunu üstünden attıktan ve normal hayata döndükten sonra kedi bir süre daha fertil hareketleri gösterebilir. Bunun sebebi, vücutta hala var olan hormonlardır. Bu en fazla 1 - 2 hafta devam edebilir. Özellikle erkek kediler kastre edildikten sonra çiftleşme mevsiminde kızışma durumdaki dişi kedilere ilgi gösterebilir, hatta çiftleşebilir. Ancak tabi ki yavrusu olmaz.
AngeL
AngeL
Admin

Mesaj Sayısı : 117
Kayıt tarihi : 24/03/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz